Emre Tilev: Gençlik Espor’u çok seviyor!

Spor dünyasının önemli isimlerinden ünlü spiker Emre Tilev ile espor konuştuk. Espor ile ilgili düşüncelerini dile getiren Tilev, bunun yanında ülkemizin espora bakış açısını ve gençlerin espora olan ilgisini değerlendirdi.

Ünlü spor spikeri Tivibu Spor Müdürü Emre Tilev ile yaptığımız röportaj haberimizide…

Öncelikle nasılınız? Malumunuz Pandemi sürecinden geçiyoruz umarım herşey yolundadır..

Öncelikle merhabalar, herhangi bir sorun yok. Pandemi sürecinde 4 gün çalışıp, 3 gün evdeyim dışarı bile çıkmıyorum. Çalışma sürecinde de direk şirkete gidiyorum. Maç varsa maç program varsa program sunup bolca kolonya dezanfektan bolca maske hatta ikili ve üçlü maske takıyorum ve dönüyorum. Eve gelir gelmez de duşa giriyorum hatta balkonda giyinip soyunuyorum hala. Önlem almaya çalıyoruz. Çok teşekkür ediyorum.

Bilgisayar oyunlarından başlayalım diyorum. Biliyorsunuz ki oyun sektörü sürekli gelişiyor ve biz sizin bilgisayar oyunları ile aranızı merak ediyoruz. Şu anda oynadığınız bir oyun var mı?

Bilgisayar oyunlarıyla aram çok iyi değil. Aslında ben bilgisayarlar daha Türkiye’de yeni yeni şekillenirken Olivetti marka bir bilgisayar almıştım. Olivetti’nin içinde de bir oyun vardı. Şimdi cep telefonlarında rahatlıkla oynanabiliyor. Hatta eski cep telefonlarıyla oynanabiliyor. Onları küçük küçük oynamaya çalışıyordum. 80’li yılların sonuydu 90’lı yılların başıydı. Daha sonra Playstation ile tanıştım ve o benim bir tutkum oldu. Playstation ile sabahlara kadar oynadığımı hatırlıyorum. Bugün de hala çok oynuyoruz. Özellikle oğlum şu anda 17 yaşında. Onunla çok sıkı PES maçları yapıyoruz. Yani ben daha çok PES’ciyim. Winning Eleven’dan beri böyleyim. Ama hani derseniz ki bilgisayarda oyun oynuyor musunuz? Hayır oynamıyorum.

Bilgisayar oyunlarından yalnız bize gelen misafir gençlerden LOL’ü çok iyi biliyorum. Onun dışında bazen oğlum oynuyor. Bazen ben cep telefonundan küçük küçük oyunlar oynuyorum ama daha çok zeka yönü güçlü oyunları tercih ediyorum. Ama dediğim gibi tam bir Playstation tutkunuyum. Hatta bir ara Lara Croft’u oynamıştık uzunca süre Playstation ile bir ya da iki dönemiydi. Şu anda sadece spor oyunları NFL oynuyoruz oğlumla NBA oynuyoruz ve dediğim gibi PES oynuyoruz. Yani ben tam bir Playstation’cıyım aslında.

Haftada ortalama kaç saat oyun oynuyorsunuz? Bağımlısıyım dediğiniz bir oyun var mı?

Oyun konusunda bir bağımlılım yok yani kendimi kontrol edebiliyorum. Ama az öncede ifade ettiğim gibi ben bir Playstation tutkunuyum. Hatta şöyle söyleyebilirim, ufaklık doğmadan önce eşim bu konuda bana çok kızıyordu çünkü ben işten eve geliyordum ve çok az vaktim oluyordu. Dinlenip onunla iki kelam ettikten sonra oyun oynuyordum. Hatta arkadaş partilerimiz oluyordu bizim yedili sekizli. Hanımlar içeride otururken biz sabah beşe, altıya hatta bazen sekize kadar Playstation oynuyorduk. Tabi maçlar yapıyorduk, turnuvalar… Sonra sabah kahvaltı yapıyorduk öğleden sonra yeniden oynuyorduk. Uyuyakalan uyuyordu falan öyle partilerimiz vardı, muazzam keyifli…

Ama tabi yaş aldıkça bunlar zorlaşmaya başladı, sorumluluklar arttı. Ama oğlumla doğduğu günden beri yoğun bir Playstation sevdamız var. Günde ortalama mutlaka bir saat oynuyoruz yani iki tane onunla yirmişer dakika maç yapıyoruz. O çok sağlam oynuyor. Şu ara üniversite sınavına hazırlandığı için onun kafasını dağıtmak adına, evden de çıkmadığı için o dinlenme periyotları 20 dakikalık süreçleri oyunla geçiriyoruz. Ve mutlaka PES oynuyoruz. Yeni Playstatin 5 çıktı, ondan edinmeye çalışıyorum ama çok pahalı. Herhalde yurt dışından falan almaya gayret edeceğim. Türkiye’de 15 bin TL kadar çıkmış. O paraları veremem.

Peki Espor kelimesiyle ilk ne zaman tanıştınız ve tepkiniz ne oldu?

Espor kelimesini çok uzun zamandır biliyorum. Çünkü ben bir sporun içerisinde, Espora çok fazla yer ayırmayı istiyordum. Çünkü şöyle söyleyebilirim, belki çok azınız bilir ama Supersports döneminde ben bir yarış arabası konseptindeki dekorda tulumumla ki çok uzun süre 4 yıl Formula 1 anlattım ve yerinden giderek anlattım. Bir program yapıyordum Pitstop diye adı Pitstop’tu. Ve Pitstop’ta gelen konuklara stüdyada Playstation üzerinden yarış yaptırıyordum. Direksiyonu vardı, pedalı vardı, kolçağı vardı yani normal sistem hatta kurmuştuk. Ve onlar o araçlar üzerinde yarış yapıyorlardı. Sonra çok uzun süre Formula 1 aracının içerisinde monte edilen yarışları anlattım Ahmet ve Ali Özgün kardeşlerle…

Espor’a o dönemden beri merakım çok fazla. Hem PES’ten hem de FIFA’dan beni aradılar seslendirir misin? Bu oyunların sesi olur musun? diye. Onlarla bir müddet görüştük. Çocuklar benimle bağlantı kurdular. Hatta bana iki bin ya da üç bin kelimelik bir liste gönderdiler. Ben onları tek tek okudum, seslendirdim ve yolladım. Herhangi bir ücret almadan. Bir kere karşıma çıktı benim anlattığım maçlı bir oyun, yama olarak kullanmışlar. Espor’u çok eski günlerden beri biliyorum.

Espor ülkemizde ilgi gören bir spor dalı. Peki siz Espor’u takip ediyor musunuz? Espor oyunlarından (CS:GO, League of Legends FIFA, NBA2K, PES gibi) takip ettiğiniz bir oyun var mı?

Espor’un bütün oyunlarını biliyorum hemen hemen. Hatta Tivibu sporda göreve başladığım dönemde Espor’dan arkadaşlar geldi. Onlarla bir araya geldik. Ne yapabiliriz? Beraber ortak hangi projeleri hazırlayabiliriz diye. Sonrada ben bir program yapmaya başladım. Daha doğrusu Espor diye bir program başlattım. Ve onu da kanalda sevgili Arda’ya verdim. Ama tabi Türkiye’de Espor içinde yer alan gençler olayın ekrana yansıyan şekli noktasında eksikler yani Twitch mantığıyla hareket ediyorlar. Durum böyle oluncada biz ekranda daha kreatif daha güzel daha farklı şeyler bekliyoruz. Bir de onları yayınlayamıyoruz yani kurallar, kanunlar gereği…

Bu yüzden de onları veremeyince bir anlam kalmıyor. Mesela ben geldiğimde, gelir gelmez bir Galatasaray stadından bir Espor organizasyonu yaptık. Galatasaray ile birlikte Dünya’nın değişik takımlarının katıldığı bir PES turnuvası… Galatasaray Espor takımından genç bir arkadaşımız katıldı. Çokta keyif aldı, çokta geri dönüşü iyi oldu Youtube üzerinden… Bu anlamda Espor’un hemen hemen LEAGUE OF LEGENDS dahil olmak üzere bütün spor branşları içerisindeki yeri üzerine fikrim var. Ve çok sevildiğini Z kuşağının Espor tarafına büyük gönül verdiğini biliyorum.

Sizce Espor ülkemizde ve dünyada daha büyük kitlelere ulaşabilecek bir gelişim gösterebilecek mi? Böyle bir potansiyali var mı?

Bence evet gelişecek ama tabi bunun ekrana yansıma mantığını çok iyi analiz etmek lazım. Yıllarca FORMULA 1’de de ben bunun tartışmasını verdim. WRC’de, DTM’de, WTCC’de de…  O yüzden mutlaka bunun ekrana yansıyacak biçimlendirilmesini yapmak lazım. Bunu ne zaman ekrana yansıtabiliriz, o zaman iş yapabilir. Şimdi Espor kanalları kurulmaya başlandı. Yani sadece Espor üzerine olan Dünya’da kanallar var. Hatta ben bir çok organizasyona katıldım.

En son zannediyorum HYPERX’in yaptığı bir organizasyon vardı. Pascal Nouma ile katıldık. Orada oyun oynayanların maçlarını anlattım. Pascal da oynadı. Çok keyifliydi. Bunları yaygınlaştırmak lazım. Avm’ler, farklı mekanlar buralarda yapılan organizasyonlar iş yapıyor. Z jenerasyonu tabi çok çabuk tüketmeyi seven bir jenerasyon. Ben onlardan çok umutluyum, çokta seviyorum her birini. Şunu yapmaları lazım;  Bu ekrana nasıl yansır? Bunu herkes nasıl izleyebilir? Y ve X jenerasyonu da bu işe nasıl gönüldaş olabilir? Bunu birazcık kafa yorarak planlamaları gerekir. Eğer bunu planlayabilirlerse çok ilgi çekeceğini düşünüyorum. Çünkü ben bunu dediğim gibi, Tivibu’ya gelir gelmez Galatasaray yapısı altında test ettim ve muazzam bir karşılık buldum.

Ülkemizin genç nüfus oranı fazla. Bu durum ülkemizin espor’a olan ilgisini artırıyor. Gençlerin Espor’a bakışını nasıl buluyorsunuz?

Gençlik Espor’u çok seviyor. Az öncede söylediğim gibi oğlum bu işe çok meraklı mesela yeğenleri var eşimin onlar bu işi çok seviyorlar. Hatta eve bilgisayarıyla gelip LEAGUE OF LEGENDS oynuyor. Çevremde insanlar var 30, 40  bin TL vererek kendilerine paneller ve bilgisayar üzerinden oyun yapıları kurguluyorlar. Bunun bir federasyon haline dönüşmesi ve daha sonrada bu çatı altında toplanması da çok keyifli.. Biz bunları sonradan gördük. Y jenerasyonu birazcık dokunarak içinde yer aldı ama Z dediğimiz yeni jenerasyon yani 2000 sonrası doğumluların tamamı bu işin içine doğdu. O yüzden bu iş onların hayatı.. Ben çocukların tableti elinden alınmasına, telefonu elinden alınmasına karşıyım. Ama bunları zamanını özgün bir biçimde kullanmalarından yanayım. Bir oyuna kapılıp iki gün üç gün yemek yemeden, su içmeden geçirmek anlamlı gelmiyor hareket etmeden..

O yüzden dozunda ve ayarında yapılabilirse, spor gibi aynı.. Sporda eğer dozunun dışında yaparsanız çok ciddi sıkıntılar doğar. Bu da aynı, bunu da dozunda yapabilirsek bence güzel keyifli olacak. Çünkü gençlik bu işi seviyor. Ya yapma kardeşim demek bana doğru gelmiyor. Yap ama dozunda, ayarında, limitlerini bilerek ve hayatı ıskalamadan yap.. Oyun oynayacağım diye yaşamı da ıskalama…

Ülkemiz dahil birçok ülkede Espor Federasyonu kuruldu. Sizce Espor’a geleceğin sporu diyebilir misiniz?

Espor geleceğin sporu demek için biraz zamana ihtiyaç var. Ama yavaş yavaş gelecek birazcık daha yapay zekaya yönleniyor. O yüzden yapay zekanın etkisiyle Espor organizasyonları daha mantıklı ve daha farklı alana bürünebilir. Robot maçları, belki bunlar üç boyutlandırılmış maçlar, belki 5G ve hologramik yapı gelmesiyle birlikte hologramik yayıncılık anlamında atılacak her adımla çok daha farklı şeyler olabilir. Ben hareket mekanizmasının sisteme girmesiyle yani bir VR gözlüklerle birlikte her şey olabileceğini düşünüyorum. Hatta hareket algılayıcı sensörlerin insanların üzerine takılmasıyla, bunun hareket mekanizmasında geliştirmesiyle etkili olabileceği fikrindeyim. Örneğin bizim evde VI var. Biz VI ile spor yapıyoruz.

Ben çok uzun süre VI ile boks yaptım. Ve VI ile yine pinpon oynadık. Böylelikle hem spor yapmış oluyorsunuz hem de oyunun içerisinde yer almış oluyorsunuz. Mesela koşu bantlarının üzerine ya da bisiklet binerken yapacağınız yapay zeka ile canınız sıkılmadan spor yapabiliyorsunuz. Yani kişinin fiziksel kas egzersizlerini de bu işe yoğun kattığınız takdirde evet geleceğin sporu olacak. Geleceğin yapısı olacak. Dediğim gibi 5G, 6G, 7G’ler, hologramik yapı her şeyi değiştirecek.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi ülkemizin büyük spor kulüplerinin espor takımları mevcut. Sizce diğer futbol kulüpleri de espor’a giriş yapmalı mı?

Bence yapmalı. Zaten Galatasaray ile ilgili bahsetmiştim. Kurulmuş ligler var. Sevgili Serdar Ali Çelikler’le de sohbet etmiştik hatta bunu ekrana nasıl taşırız diye. Bunun da akıl yürütmesini gerçekleştirmiştik. Ama dediğim gibi bir kez daha altını çiziyorum, hem yasal prosedürün doğru uygulanması hem de ekrana yansıyacak kalibrasyonların sağlanmasıyla bunlar olabilir. Ve şunu çok net söyleyebilirim, ben üç büyüklerin zaman içerisinde bu noktaya kayacaklarını düşünüyorum. Hatta belki bir elli yıl sonra fiziksel futbol değilde mekanik ya da yapay zeka futbolun, fiziksel futbolun ya da sporun önüne geçebileceğini düşünüyorum. Ütopik gelebilir ama böyle düşünüyorum.

Yeşilay’ın Espor ile ilgili  ‘’Spor’un eee’si olur mu? Dijital oyunların spor olarak isimlendirilmesi zararlarının göz ardı edilmesine neden oluyor. Oysa bu oyunlar teknoloji bağımlılığını tetikliyor,kumar bağımlılığına giden yolu kolaylaştırıyor.’’  Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

En kolayı yasaklamak yani ‘Dünya’da yasak kardeşim içeriye giremezsin’ mantığı… Ciddi bir sorun.. Bu sadece Türkiye için değil Dünya için de böyle.. Ama Amerika’da mesela bir test yapıyorlar; 100 çocuğu ormana götürüyorlar ve sadece doğal yaşamı yaşamalarını, cep telefonu, ıpad, bilgisayarlar ve wireless vesaire internet bağlantıları olmadan hareket etmelerini istiyorlar. Çocuklardan bir çoğu ciddi karın ağrıları, bir müddet sonra bir kısmı kusma, bir kısmı acayip bir depresyona girme, bir kısmı da intihara meyillilik gösteriyor. Bu tabi kötü yani dışarıda akan bir hayat var o hayatı yakalamak lazım.

Oyunun içerisine dahil olarak o akan hayatı ıskaladığınız takdirde ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Hem fiziksel hareketsizliğin yaratmış olduğu sorunlar olabilir bunlar, hem de zihnin sadece bu noktaya odaklanması sizin öğrenme kabiliyetinizi farklı mecralardan alabileceğiniz bilgisel bütünlüğü kaybetmenize neden olabilir. Ben dediğim gibi dozunda olduğu sürece her şeyin yanındayım. Ama dozunu aştığı sürece sıkıntılar olacaktır. Ama eğer bu işi spor olarak yapan kişilerse, profesyonel olarak yapıyorlarsa, bu işten para kazanıyorlarsa o zaman tabi daha çok eğileceklerdir.

Zamanlarının büyük bir kısmını geçireceklerdir. Ne kadar uzun geçirir, ne kadar uzun dilimi bu işin içerisine dahil ederlerse o kadar başarılı olacaklarsa, bu da onlar için bir iş koluysa ona bir şey söyleyemem. Ama gençlik için şunu söylemeliyim; asosyaliteyi tetikleyebilir mi? Evet tetikleyebiliyor. O yüzden bunu birazcık daha kontrollü ele almak lazım. Limitleri belirleyerek hareket etmek lazım. Ve bu limitleri özellikle dışarıda akan hayatı ıskalamadan gözlemlemek gerek…

emre tilev

Geleneksel spor dallarındaki yorumcuların ve ya sunucuları espor müsabakalarında bulunduğunu biliyoruz. Sizde herhangi bir espor müsabakası sunmak ister misiniz?

Kocaman bir evet tabiki sunmak isterim. Bu benim işim. Hatta dediğim gibi bu işlerde organizasyonlarda yer aldım. Hatta geçen yıl HILTON CONVENTION CENTER’da zannederim bir Espor organizasyonu vardı ve ben sunmuştum. Maçları anlatmıştım, Hürriyet sponsorluğundaki bazı maçları… Ve her zaman da sunmaya hazırım gönüllüyüm. Profesyonel olarakta, amatör olarakta bu işe gönül veren bütün arkadaşların yanında olmaktan büyük keyif alıyorum. Tabi bildiğim kadarıyla yani oturupta LEAGUE OF LEGENDS’ı sunamam. Ama NFL, NBA, Futbol bunların hepsinde olmaktan büyük onur duyarım.

Çünkü dediğim gibi yapay zekanın hologramik yapının ve 6G, 7G gibi kavramların hayatımıza girmesiyle birlikte bu oyun çok gelişecek ve fiziksel insanın fiziksel aktivitelerinde oyuna entegrasyonuyla 21. Yüzyılın gerçek kimliği ortaya çıkmış olacak. Her şey bu yapının içinde endekslenecek. Bir kez daha altını çiziyorum,  50 yıl sonra insanların değilde yapay zekaların sporun içine dahil oldukları bir yapıyı gözlemliyorum.

Son olarak espor sektörü ile ilgili son neler söylersiniz?

Espor organizasyonları ve Espor Federasyonları için şunu söyleyebilirim; bir kere gençlik olduğu için çok fazla sorun çıkacaktır. Çok fazla soru işareti olacaktır. Çok fazla istek olacaktır. Ve çok fazla farklı fikir olacaktır. Fikirleri potada eritmek, en uygununu, herkesin yararlanabileceğini ve özümseyebileceği şeyleri çekmek çok önemli.. Çok fazla karşı duruşlar olacaktır; yasak kardeşim, yapmayın, insanları bağımlılığa sürüklüyor gibi…

Bunları iyi analiz edecek ve iyi bir psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri vererek sistemi doğru kurgulayacak bir federasyon, bu tip söylevlerin tamamının yani olumsuzlukların önüne geçecektir. Akılcı yaklaşımlar geleceğin dünyasına girmiş olan bizlerin artık farklı bir eksende dolaştığımızı anlaması gerektiğini, Fütüristik bakış açısının daima zenginliği beraberinde getireceğini görmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.

Görmeyenler için söyleyebileceğim tek şey, gözünüzü açın ama açmıyorlarsa bilerek yapılabilecek bir şey yok ama açmalarının bizim, sizin, gençliğin yardımcı olması gerekiyor. Bunu öfkeyle, tartışarak ya da kızarak değil, doğru yolu ifadelerle, kelimelerle, doğru istişarelerle kurmak gerekiyor. Espor gelecekte çok daha parlak olacaktır. Ben Z jenerasyonunun her bireyine çok güveniyorum. Ve onların bu güvenimi asla boşa çıkartmayacağını düşünüyorum. Atatürk’ün dediği gibi; GENÇLİK GELECEKTİR…

Emre Tilev ile gerçekleştirdiğimiz röportajda verdiği samimi cevaplardan ötürü kendisine çok teşekkür ediyoruz.

Benzer Haberler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu haberi paylaş

Son Yazılar